Canlıların, günün bir bölümünü uykuda geçirdiği bilinmektedir. Peki uyku nedir? Uyku,
beynin bir fonksiyonudur. İnsanın dinlenmeye geçtiği düşünce karmaşasından arındığı, sinir
sisteminin dinlendiği ve bağışıklık sisteminin tamir işiyle uğraştığı zaman dilimidir. Hiçbir
hayati organın tamamen durmadan, hatta belli beyin bölümlerinin daha fazla çalışırken,
vücudun diğer bölümlerinin dinlenmeye sevk edildiği bir haldir. Gece-gündüz ayırımına
göre güneşin batmasıyla başlayıp doğması ile tamamlanan saatler uykuda geçmektedir. Bu
programlama beyinde, suprakiazmatik çekirdekte üretilen melatonin hormonu aracılığıyla
yürütülmektedir.
İnsanlar gün boyunca yaşlanırlar, uyku sırasında gençleşirler. Fakat çok uyumak zararlıdır.
İnsanlar çok fazla uyudukları zaman, daha fazla beyin faaliyetinde buılunurlar. Sonuç olarak
beyin yorulur ve bu da yaşlanmaya yol açar. Aynı zamanda çok uyumak aşırı yorgunluğa da
yol açar.
Uyku, kendimizi iyi hissetmemiz için gerekli ve hayati bir şeydir. Nasıl yemek yemek, su
içmek ve nefes almak gibi ihtiyaçlarımız varsa ve bunları yapmadan yaşamamız mümkün
değilse, uyumadan yaşamak da mümkün değildir. Son 50 yılda pek çok araştırmacı uyuma
paternlerini ve uyuduğumuzda ortaya çıkan fizyolojik ve nörolojik değişiklikleri araştırmıştır.
Nasıl uyuduğumuzla ilgili çok şey bilinmektedir ama niçin uyuduğumuz hakkında çok az şey
bilinmektedir.
Uyku, kendi içinde beş dönemden oluşmaktadır. Bu dönemlerin sınırları, uyku çalışmalarıyla
belirlenebilmektedir. Uykunun her dönemi, kendi içinde ve kendine özgü bir yapılanma
sergilemektedir. Uykunun insanda biyolojik ve psikolojik anlamda işleyişi de büyük
ölçüde tanımlanmış durumdadır. Uykunun başlangıç dönemlerinde daha fazla derin uyku
bulunmakta, bu sırada da daha çok fiziksel düzenlemeler yapılmaktadır. Derin uyku
döneminde büyüme hormonu salgılanmakta, özellikle çocukların gelişiminde önemli rol
oynamaktadır.
Uykunun miktarı ise yaşa göre değişkenlik gösterir. Yeni doğmuş bebekler günün 20 saatini
uykuda geçirmektedirler. Yaklaşık olarak 2 yaşında uykuya gereksinim azalmaktadır, buna
karşın küçükler yine de erişkinlerden daha çok uykuya ihtiyaç duyar. Ergenlikte uyku
örüntüleri değişkenlik gösterir. Bazı gençler 11 yaşında olduklarından daha fazla uykuya
gereksinim duyabilirler. 16-17 yaşlara geldiklerinde, insanların çoğu, yaklaşık kırk beş yaşına
kadar sürecek olan uyku örüngülerini edinirler.